Cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2016 Pazartesi

Yapı ve Politika: Cemaatlerin “Sızma” Hakkını Savunmak

Açın bakın en demokrat bilinenlerin eleştirilerine ve önerilerine, hepsi Politika’nın eleştirisine takılıyorlar ve yapıyı gündeme almayan politika eleştirisinin, bu yapının sürmesi varsayımına dayanan egemen gündeme ayaklarıyla oy vererek, zımnen ve fiilen var olan Yapı’yı savunmak anlamına geldiğini unutuyorlar.
Bir demokrat, bir devrimci ya da bir sosyalist ise Yapı’yı eleştirir, onun alternatiflerini oluşturmaya ve egemen kılmaya çalışır; tartışmayı yapı üzerine çekmeye; gündeme yapıyı getirmeye çalışır.
Bu çabalar günlük politikanın bataklıklarında debelenenlerce ve bir ömür yitirenlerce hor ve etkisiz görülebilir; ütopyacılık olarak değerlendirilebilir.
Ama uzun vadede kalıcı etkiler yaratacak olan; örneğin Gezi gibi, “yıldızın parladığı anlar”da yol açıcı olabilecek olan, her zaman böyle çabaların tortusudur.
Gezi’nin en büyük zaafı böyle bir “tortu”dan, “miras”tan, “hazırlık”tan yoksunluğu idi. O nedenle şimdi izi ve tozu kalmadı.

7 Ocak 2014 Salı

Oya Baydar’ın Eleştiriye Cevabı

Bir iki gün önce Sayın Oya Baydar’ın “Cumhurbaşkanlığı Korkuluk değildir Sayın Gül” başlıklı yazısını konu eden ve eleştiren bir yazı yazmıştım.
Sayın Oya Baydar bir cevap ve karşı eleştiri yazısı yazıp yolladı. Eklediği kısa notta:
“ İstersen kendine sakla istersen sitede yayımla. Yayımlayacak olursan lütfen tam metin olsun, belli bölümlerini çıkartma.” diyordu.
Hem Sayın Baydar’ın cevap hakkı; hem de okuyucunun Sayın Baydar’ın görüşlerini bilme hakkı nedeniyle, aşağıda Sayın Oya Baydar’ın cevabını olduğu gibi yayınlıyorum.
Demir Küçükaydın, 07 Ocak 2014 Salı

Oya Baydar’ın Cevabı:

5 Ocak 2014 Pazar

Cumhurbaşkanına Mektubu Nedeniyle Oya Baydar’a Açık Mektup

Değerli Hocam,
Siz benim İstanbul Üniversitesi Sosyoloji (Gece) Bölümü’nde hocamdınız.
Hazreti Ali’nin “bana bir kelime öğretenin kulu olurum” dediği rivayet edilir.
Elbette üzerimde hakkınız vardır.
Tam da bu hakkınız nedeniyle sizi bir öğrenciniz olarak uyararak, en azından bir parça borcumu ödemeye çalışayım.
Henüz İstanbul’a yeni gelmiş bir üniversite öğrencisiyken, genç ve sosyalist bir asistan olan sizin derslerinizi seve seve izlerdim.
Dün sizin Cumhurbaşkanına yazdığınız mektubu okuyunca[1], acaba bu Oya Baydar ile o insan aynı mı? Acaba bildiklerini mi unuttu? Hafıza kaybına uğramış olmasın diye düşünmeden edemedim. Bunun üzerine bu mektubu kaleme alma ihtiyacı duydum.

3 Ocak 2014 Cuma

Menetekel (Günlerin Sayılı)

Menetekel” “Mene Mene Tekel Upharsin” sözlerinin kısaltılmış halidir. Aslında eski Akadçadaki bir kelime oyununa dayanmaktadır. Mene: ölçüldü, Tekel: tartıldı, U-parsin: bölündü demektir.
Tevrat’ın Danyal kitabındaki bu hikâyeyi, bu konuyu gündeme getiren Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan’ın anlatışına bakalım:
Babil kralı Belşassar (Baltazar diye bilinir), bir ziyafet esnasında salonun duvarına gövdesiz bir elin “Mene, tekel, ufarsin” kelimelerini yazdığını görür ve mânâsını öğrenmek için Danyal Peygamber’i çağırtır. Danyal Peygamber’in yorumu şöyledir: “Mene: Sayılı günleriniz sona erdi, Tekel: terazide tartıldınız ve eksik bulundunuz...”
 Üçüncü kelimeye elim elvermiyor: Hafazanallah!”(1 Ocak 2014